Bitap ve yokluk yıllarında toplumun her ferdinin zihninde yankı bulan, yerelden genele net ve vurgulu mesajlar içeren, bu toprakların kolay kazanılmadığını, kaybetmemek adına maddi ve manevi mücadelenin her anlamda verileceğini ifade eden Amasya Tamiminin 96. yılını idrak etmekteyiz.
Yalnızca ulusal ölçekte değil; evrensel önemi haiz Amasya Tamiminin belki de en mühim vurgusu milli egemenliğe dayalı bir devlet kurma arzusunun varlığıdır. Bu tamim yıpranmış kurumların yerine çağa uygun ve modern karşılıklarının tesis edilmesiyle birlikte topyekün bir kalkınmayı esas alırken; fikir ve vicdan özgürlüğüne, milli üniter devlet olma gerekliliğine Türk Milletinin azmiyle mührünü vurmayı amaçlayan bir çağrı niteliğindedir. Yine bu tamim Anadolu’daki bin yıllık kardeşliğin ve bir arada yaşama arzusunun ne denli yoğun yaşandığının perçinlenmiş bir izahıdır. Aslında Amasya Tamimi küresel odakların ve işbirlikçilerinin son Türk Devleti topraklarından def edileceğine dair işaretleri de bünyesinde barındırır.
Bilineceği üzere Amasya Tamiminin akabinde toplanan Erzurum ve Sivas kongrelerinin çağrısı da Amasya’da yapılmıştı. Sonrasında uyanan milli bilinçle beraber Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasının başat faktörü bu tamim olarak ifade edilebilir.
Son olarak belirtmek isteriz ki biz genç hukukçular, yaklaşık 100 yıl önce Amasyalı’nın ve Türk toplumunun verdiği söze sadık kalacağız. Unutulmamalıdır ki çaresizliğin aşıldığı günler çok uzakta değildir ve bunu Amasyalı milli refleks ortaya koyarak göstermiştir. Aradan geçen yüz yıla yakın sürenin değiştiremediği gerçekler var oluşumuzun mayasında gizlidir.
TÜRKİYE GENÇ AVUKATLAR KURULTAYI DÖNEM SÖZCÜSÜ